Güney Sakız Adası Turu (Sakız Köyleri)

Hedefimiz Sakız Adası’nın güney kısmı, Masticochoria. Adanın hazinesini üreten köylerde, her adımda hoş bir sürpriz yaşamak, görüntü, koku ve tatlara doymak için gideceğiz. Sakız köylerinin tarihi Orta Çağ’da, Sakız Adası’nın Cenevizliler tarafından fethi (1346-1566) yıllarında başlar. Ege’yi kasıp kavuran işgalciler.

Denizden görünmeyen, geliri sömüren sakız yetiştiricilerinin ve lordların ailelerini barındırmak için inşa edilen ortaçağ yerleşim kompleksini oluşturan 24 köy. Tüm Sakızı köyleri arasında 1881’deki yıkıcı depremden sonra hala en iyi durumda korunmuş olanlar Mesta, Olympi ve Pyrgi’dir. İlk durağımız kili ile ünlü Armolia, ardından en önemli cazibe merkezinin cephesinde siyah beyaz geometrik şekillere sahip dekoratif öğeler olan “çizikler” olan kule evlerinin olduğu “boyalı köy” Pyrgi. .

Bu dış dekorasyon tekniği yöre halkı tarafından sevilmiş ve bu nedenle günümüze kadar yaşatılmıştır. Bir sonraki durak, orta çağ köylerinin en iyi korunmuş hali olan Mesta. Gösterişli mimarisi Bizans dönemine kadar uzanır ve köyün kendisi bir kale gibi inşa edilmiştir. Küçük ve taştan yapılmış yan yana inşa edilmiş evler, yerleşimin dış çeperinde güçlü bir koruyucu duvar oluşturmaktadır. Köyün dar sokaklarında, balkonları oluşturan kemerlerin altında yapılan yürüyüş, bir labirent gibi tasarlanıp inşa edilen köyde o zamandan bu yana çok az değişiklik olduğundan, 14. yüzyıla bir yolculuk gibi görünüyor.

Sakinler köye ancak şu anda Kato Porta’da bulunan bir kapıdan girip çıkabiliyordu. Mesta’nın merkezinde, saldırı durumunda sakinlerin sığınak olarak kullandığı bir tür Akropolis olan savunma kulesi yükselir. En eski anıt (köyün kendisi hariç), Chian ahşap oymacılığının ayrıntılı bir örneği olarak kabul edilen ahşap oymalı ikonostasise sahip Paleos Taxiarchis kilisesidir.